Zeydan Karalar'ın özel kalem müdürü neden öldürüldü.... İŞTE ŞOK GERÇEKLER!
Zeydan Karalar'ın özel kalem müdürü neden öldürüldü.... İŞTE ŞOK GERÇEKLER!
Adana Büyükşehir Belediyesi Özel Kalem Müdür Vekili Samet Güdük’ü belediyedeki makamında tabancayla öldüren, olay sonrası belediye çalışanı 4 kişiyi de ölümle tehdit ettiği iddia edilen Mikail Güvenir hakkında ağırlaştırılmış müebbet ve ayrıca 27 yıl hapis cezası ile cezalandırılması istemiyle dava açıldı.
Sanık Mikail Güvenir, iddianamede yer alan savunmasında Özel Kalem Müdür Vekili Güdük’ü tarla kiralama nedeniyle istemeyerek öldürdüğünü belirterek, “Bana belediyeden arsa satışı sözü vermişti. Samet'e dönüp (hakkım haram olsun) dedim ve belimde bulunan silahı çıkararak 2-3 el ateş ettim. Samet'i öldürmek için belediyeye gitmedim. Ateş ederken de amacım kendisini korkutmaktı” dedi.
NASIL ÖLDÜRDÜĞÜNÜ ANLATTI
Mikail Güvenir'in ifadesinden:
“Ben belediyeye gidip iş talebinde bulunuyordum. Bu esnada Samet'le de tanışma fırsatı buldum.
Tarihini tam hatırlamamakla beraber bir buçuk yıl önce Samet'in odasına köylülere erzak talebinde bulunmak için gitmiştim. Samet'in makam odasında baş başa oturduğumuz sırada bana "sizin köyün aşağısında 43 dönüm tarla var, bu tarlayı eski belediye başkanı Hüseyin Sözlü zamanında alındı. Buraya arıtma tesisi kuracaktık. Şu an belediye tesis kurmuyor. Bu tarlayı sana 49 yıllığına kiralayalım" dedi. Ben "paramın olmadığını, 100-150 bin TL birikmiş param olduğunu ve ne kadara kiralayabileceğimi" sordum.
Kendisi bana "1.500.000 TL'ye sana kiralarız" dedi. Bende bu parayı bulamayacağımı söyledim. Kendisi bana yine köyden biriyle ortak olup beraber kiralayabilirsiniz dedi. Bana bu sırada tarlanın konumunu gösterdi. Bende o köyden olduğum için köye giderek tarlanın bulunduğu yere baktım.
Kendisini kullanmış olduğum 0555 006 35 ** hattan aradım. Kendisi bana whatsapp üzerinden aramamı söyledi. Ben kendisini whatsapp üzerinden aradım. Kendisine tarlanın etrafının duvarlarla örülü olduğunu söyledim. Bana arazinin bulunduğum yer olduğunu söyledi. Evime gittim. Kendisi bir gün sonra beni whatsapp üzerinden arayarak "parayı ne yaptın, buldun mu" dedi. Bende "30.000 TL'lik canlı koyun aldım, 100.000 TL'de birikmiş param var. Toplam 130.000 TL param oldu" dedim.
Kendisi bana "150.000'e tamamla" dedi. Bende "şimdi 130.000 TL'yi getirip vereyim daha sonra üstünü tamamlarım" dedim.
Kendisi bana "Cumhuriyet Halk Partisinin Türkmenbaşı bulvarı üzerinde bulunan seçim bürosuna gelmemi söyledi.
Hatta bana "daha önceden yumurta götürdüğüm için paraları yumurta kepinin arasına koy, köyden yumurta getiriyormuş gibi davran, seçim bürosuna parayı getir" dedi. Bende taksiye binerek seçim bürosuna gittim. Samet'in seçim bürosundaki ofisine geçtik. Yumurta kolisi ve koli içerisinde bulunan 130.000 TL parayı kendisi aldı. Çıkarken bana seçim ofisinde bulunan afişleri alarak köye asmamı söyledi.
Ben daha sonra Samet'i arayarak "ne oldu bizim tarla işi" diye sordum. Samet te bana "100.000 TL daha bul halletmeye çalışıyorum" dedi. Bunun üzerine köyde oturan arkadaşım Bozan İpek'e "Adana Büyükşehir Belediyesi özel kaleminde çalışan Samet isminde bir tanıdığım var, belediyeye ait 43 dönüm tarlayı 49 yıllığına bana kiralayacak, benim maddi durumum iyi değil, birlikte kiralayıp işletelim mi" dedim. Daha sonra Bozan ile birlikte tarlaya bakmaya gittik. Bozan da kiralama işlemini kabul etti. Kendisini Samet ile tanıştırmamı istedi ancak Samet tanışmayı kabul etmedi. Samet bana "muhattabım sensin" dedi.
Bir iki defa benim telefonum üzerinden Bozan ile görüştü. Samet bizden parça parça para istiyordu. Bizde bu parayı denkleştirerek kendisine götürüyordum. Bu paraları merkez cami civarında bulunan otoparkta aldığı da oldu ancak genel olarak yumurta kepinin içerisinde Büyükşehir Belediyesi içinde bulunan odasında kendisine elden teslim ediyordum. Ben yumurta kepinin içinde neden para verdiğimi sordum ancak kendisi "bana milletin içinde para verme, ben hallederim sen canını sıkma" şeklinde sözler sarf ediyordu. Bende kendisine güvendim.
Ancak bir süre sonra durumdan şüphelenerek Adana Büyükşehir Belediyesi Beldetaş Daire Başkanı olan Kamuran Karaca'yı aradım. Kendimi garanti altına almak için "başkanım Samet bana tarla kiralayacak, ona para verdim, bana yardımcı oluyor, senin de haberin olsun" dedim. Kamuran Karaca ise bana "tamam hayırlı olsun" dedi.
Tarlayı uzun bir süre kiralayamadığımız için Bozan'ın babası olan Mehmet İpek ve Hasan İpek Bozan'ın benim için almış olduğu paralarını geri istediler. Samet'e Bozan'ın babasının ve kardeşinin benden para istediğini söyledim. Samet bana "tamam ben para vereyim ancak bundan sonra para vermem, hem para hem tarla olur mu" dedi.
Daha sonra belediye binasına gittim ve Samet'in odasına girdim. Bana 25.000 TL para verdi. 25.000 TL'yi götürüp Bozan'ın kardeşi Hasan İpek'e verdim. Yine Samet bana belediyedeki makam odasında 20.000 TL para verdi. O parayı da götürüp Bozan'ın kardeşi Hasan'a verdim. Farklı tarihte bana yine 20.000 TL daha para verdi. O parayı da Bozan'ın hesabına attım. Yine farklı tarihlerde bana parça parça 35.000 TL daha para verdi. Bu paranın da 15.000 TL'sini Bozan'a elden verdim. 10.000 TL'sini de abisi Hasan'a verdim.
Ben kendisine bu süreçte toplamda 1.100.000 TL para verdim. Samet'i telefonla 3-4 defa aradım ancak kendisi benim telefonlarıma cevap vermediği için şüphelenmeye başladım. Hatta 2-3 defa belediye binasına gittiğimde aşağıdaki güvenlik görevlileri bana Samet'in müsait olmadığını söylediler.
Olay günü sabah saat 09:00'da Samet'i aradım. "sana yumurta getireceğim" dedim. O da bana "yumurta getiriyorsan gel" dedi.
Yumurtayı aldıktan sonra belediyeye giderek yukarı çıktım. Samet'in odasında misafirler bulunuyordu. Bende bekleme salonunda misafirlerin gitmesini bekledim. Beklerken aşağı indim sigara içtim. Tekrar yukarı çıktım. Daha sonra Samet beni odasına çağırdı. Odasında tanımadığım bir kişiyle oturuyordu. Daha sonra iki kişi daha geldi. Seçimle ilgili konuşuyorlardı ben dinliyordum.
Daha sonra ben çıkacağım esnada Samet'e "abi bizim tarla işi ne oldu" dedim. O da bana "siktir git buradan sonra gel" dedi. Bunları konuşurken kendisi makam koltuğunda oturuyordu. Bende Samet'in sağ tarafında oturuyordum. Daha sonra Samet'e dönüp "hakkım haram olsun" dedim ve belimde bulunan silahı çıkararak 2-3 el ateş ettim.
Odada bulunan şahıslara "çekilin" dedikten sonra kaçmaya başladım. Beni kimse durdurmaya da çalışmadı. Ben kesinlikle kimseye "karışmayın sıkarım" şeklinde söylemde bulunarak silah doğrultmadım. Kaçarken ayağım kaydı ve yere düşerken elimde bulunan silah bir el ateş aldı. Ben bu olayı tasarlayarak veya kişilerin azmettirmesi sonucunda yapmadım. Olay anlık gelişmiştir. Ben olay yerinden taksiye binerek en yakın karakola giderek silahla birlikte teslim oldum.
Ben belediyeye giderken yanıma silah alma amacım tarla meselesi nedeniyle tartışma çıkma ihtimaline binaen yanıma alıp götürdüm. Samet'i öldürmek için belediyeye gitmedim. Ateş ederken de amacım kendisini korkutmaktı. Silahı 2-3 hafta önce arkadaşım olan Gökhan Öztürk'ten 10.000 TL karşılığında satın almıştım. Silahı satın alma amacım Samet'i öldürmek değildi. Tarlaya giderken yanımda bulunması için almıştım. Olay ani bir şekilde gelişmiştir.”
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.